Gammaz Yürek - Geveze Yürek - Geveze Kalp - The Tell-Tale Heart
Gammaz Yürek - Geveze Yürek - Geveze Kalp - The Tell-Tale Heart, Edgar Allan Poe tarafından yazılan ve ilk defa Ocak 1843'te James Russell Lowell'ın The Pioneer isimli dergisinde yayımlanan kısa öyküdür. Genelde gotik kurgunun klasikleri arasında gösterilen öykü, Poe'nun en bilinen kısa hikâyelerinden biridir.
[center]Gammaz Yürek - Geveze Yürek - Geveze Kalp - The Tell-Tale Heart - Harry Clarke'ın öykü için yaptığı bir illüstrasyon (1919)
Bakınız, http://www.kadimdostlar.com/Yabanci_Edebi_Kisilikler_Biyografileri_f100/Edgar_Allan_Poe_19_Ocak_1809_Boston_7_Ekim_1849_t50447.html']Edgar Allan Poe' target='_blank'>Edgar' class='bbc_url' title=''>http://www.kadimdostlar.com/Yabanci_Edebi_Kisilikler_Biyografileri_f100/Edgar_Allan_Poe_19_Ocak_1809_Boston_7_Ekim_1849_t50447.html']Edgar Allan Poe
Öyküde, gözlerinden biri "akbaba gözüne" benzeyen yaşlı bir adamı öldürmüş olan anlatıcı, aklının hâlâ başında olduğunu iddia eder. Dikkatlice planlanmış olan cinayetin ardından katil, cesedi parçalara ayırır ve döşeme tahtalarının altına gizler. Ancak katilin suçluluk duygusu, tahtaların altından ölen adamın kalp atışının duyulmaya devam ettiği varsanısı şeklinde ortaya çıkar.
Yaşlı adamla katili arasında bir bağlantı olup olmadığı, varsa bu bağlantının içeriği belirsizdir. Yaşlı adamın bir baba figürü olduğu ya da akbaba gözünün gizlenmiş bir sırrı veya gücü simgelediği gibi çeşitli fikirler öne sürülmüştür. Öykünün iki esas karakterine ilişkin ayrıntıların belirsizliği, cinayetle sonuçlanan olaylar hakkında verilen detaylarla tezat oluşturur.
Konu
"Gammaz Yürek" birinci tekil şahıs anlatımına sahiptir. Anlatıcı sürekli, aklının başında olduğunu ancak "duyularını keskinleştiren" bir hastalığa yakalandığını öne sürer. Birlikte yaşadığı yaşlı adamın bulanık, solgun, mavi ve bir[b] "akbaba gözüne" benzer gözü anlatıcıyı öylesine rahatsız eder ki, adam sonunda yaşlı adamı öldürmeye karar verir. Anlatıcı, cinayeti en ince ayrıntısına kadar planlamış olmasını, deli olmadığının bir kanıtı olarak gösterir. Yedi gece boyunca, tam bir saat sürecek yavaşlıkla yaşlı adamın odasının kapısını açarak deneme yapar. Ancak yaşlı adamın akbaba gözü her zaman kapalıdır ve anlatıcı, sadece gözden nefret etmekte olduğu için, gözü görmedikçe adamı öldürmeye karar veremez.
Sekizinci gece, anlatıcı yine her geceki kapı açma rutinini gerçekleştirirken, yaşlı adam uyanır ve yatağında doğrulup oturmaya başlar. Geri çekilmeyen anlatıcı bir süre bekler, ardından elindeki fenerin üzerini açmaya karar verir. Fenerden bir tek hüzme çıkar ve doğrudan yaşlı adamın gözünün üzerine düşer. Gözü görünce öfkeye kapılan, ardından da yaşlı adamın kalbinin korku içinde normalden çok daha sık attığını duyan anlatıcı saldırıya geçmeye karar verir. Çığlık atarak yaşlı adama saldırır ve onu boğarak öldürür. Anlatıcı daha sonra cesedi parçalara ayırıp yer döşemelerinin altına gizler. Adam cinayetin bütün delillerini ortadan kaldırır; ancak gece çığlığı duyan bir komşusu polise haber vermiştir. Anlatıcı, gelen üç polis memurunu, hiçbir şey bulamayacaklarından emin bir şekilde eve alır. Polisleri, yaşlı adamın odasında, tam da cesedin saklanmış olduğu yere yerleştirdiği sandalyelerde dinlenmeye davet eder. Polislerin hiçbir şeyden şüphelenmemesi üzerine rahatlayan anlatıcı onlarla keyifli bir şekilde konuşur.
Anlatıcı bir süre sonra hafif bir ses duymaya başlar. Gittikçe yükselen sesin, kendi gerginliğinden kaynaklanan kalp atışı olduğunu fark etmez ve döşemelerin altından gelen yaşlı adamın kalp sesi olduğuna inanmaya başlar. Polisler ise, daha da yükselen sese kayıtsız kalmaktadır. Bir kalbin sürekli atışı şeklindeki bu ses karşısında sarsılan, polislerin aslında sesi duyduğunu ve olanları bildiğini düşünmeye başlayan anlatıcı, sonunda yaşlı adamı öldürdüğünü itiraf eder ve polislere cesedi bulmaları için döşeme tahtalarını kaldırmalarını söyler.
Konu Hale tarafından 09 Aralık 2015 Çarşamba - 11:31 tarih ve saatinde düzenlenmiştir
Resim Linkleri Düzenlenmiştir.